Hemen Oku

TUTKUYLA ÇALIŞMAK

Tutkuyla Çalışmak
   
   Birçok aletin ve belki de en önemlisi ampulün mucidi Edison, sadece zekası ve yetenekleriyle bir çok buluş gerçekleştirmedi.İçinde bitip tükenmeyen bir tutku vardı işine ve yaptıklarına karşı.Tutku öyle güçlü bir duygudur ki sizi (o şeye karşı) bağlar.

   Bir işte çok başarılı olmak ve fark yaratmak istiyorsak, tutkuyla yapmalıyız.Eğer tutkuyla bağlanamıyorsak işimizde zaten çok başarılı olma şansımız da yoktur.Herkes gibi çalışır, mesai saatini doldurur, evin yolunu tutarız.


   Ama işimizi tutkuyla yaparsak, tüm başarı kapıları açılır.Tutkulu ve hırslı bir  çalışana hiç bir şey engel olamaz.Hele bir de satış temsilcisi ise önünde bir çok yol belirir.
   NBA liginden pek çok yıldız geldi geçti.Ancak bazıları hala marka değerini koruyor.Aklıma hemen Michael Jordan geliyor.M.Jordan, olağan üstü yetenekleri olan, diğer oyunculardan daha uzun bir basketçi değildi.Hatta birçok ligdeki birçpk oyuncu ondan daha uzundu ve birçoğu da ondan daha yetenekliydi.Ama o en tutkulu oyuncuydu, en çok şut antrenmanı yapan, uzun saatler tek başına turnike çalışan oyuncuydu.O dönem Jordan’ı izleyenler hatırlar, lakabı “Air Jordan” idi.Hatta büyük bir spor markası onun adına birçok ürün üretti.
Yüzlerce daha örnek verebiliriz.

   Tanıdığım birçok direktör, genel müdür ve ceo,  satış temsilciliğinden yükselmiştir.Dikkat edin ve şirketleri gözlemleyin.Kariyer fırsatı daha çok olan bir departman daha var mı?
Satış temsilcisi olarak başlarsınız, uzman satış temsilcisi olursunuz, kıdemli uzman satış temsilcisi olursunuz, satış şefi ya da bölge şefi olursunuz, bölge müdürü olursunuz, bölge koordinasyon müdürü olursunuz(bazı şirketlerde ticaret müdürü diye geçer),satış müdür yardımcısı olursunuz, satış müdürü olursunuz, satış direktörü olursunuz,genel müdür yardımcısı olursunuz, genel müdür olursunuz, eğer çok uluslu bir şirketteyseniz daha da ilerilere gitme şansınız olur.Bu mevkileri ya da en azından birkaçını hemen her satış uzmanı ister.Ama hepsi olamaz.Fark buradadır.Bazı satıcılar tutkuyla, hırsla ve azimle çalışır.Onların inanmışlığının önüne hiç bir şey duramaz.

Tutku dediğimiz duygu, tıpkı sevgi ve bilgi gibidir.Paylaştıkça çoğalır.Bu mantıkla hareket edersek şöyle bir sonuca varırız;  “O zaman yapmam  gereken , iş arkadaşlarımı tutkulu kişilerden seçmeliyim”.Tutku bulaşır.Tutkulu insan pozitif ve inanan insandır.Tutkusuz insan da negatif ve inanmayan insandır.Nacizane bir tavsiyede bulunmak isterim.Bazı iş arkadaşlarınız sürekli şikayet eder ve sizi de mutsuzluğa sevkeder.Örneğin: “ Bu şirketten bir şey olmaz, böyle hedef mi verilir, kimse bu rakamları gerçekleştiremez, X bey şunu dedi, Y bey bunu yaptı” gibi.Bu arkadaşlarla fazla yakın durmayın.Emin olun bir süre sonra aynı böyle olursunuz.
Şirket dışında da durum farklı değildir.Siz müşterinize ürünüzü/hizmetinizi tutkuyla anlatırsanız, müşterinizin bilinç altı size hemen cevap verir.Yani hevesle dinlemeye başlar kısa bir süre sonra.

Birçok eğitimde ve konuşma da söylediğim bir cümleyi burada da söyleyeceğim :
“Hayatta başarılı ve mutlu olmak istiyorsanız, sevdiğiniz işi yapın.”

Herkese başarılar dilerim

Hüseyin ERENLER




















Hiç yorum yok