İşyeri İçerisindeki Sorunların Çözümünde Empatik Anlayış Geliştirmenin Önemi
GİRİŞ
İşletmeler için sorunlar hem işyerinde çalışanlar, hem de
işverenler için istenmeyen bir durumdur. Ama aynı zamanda sorunların oluşması
da kaçınılmazdır. Bir sorun ortaya çıktığında genellikle işletme içerisinde
bulunanlar şu tutumlardan birisini sergileyeceklerdir;
* Diğer kişiyi sorunun nedeni olarak görme ve onu suçlama,
* Diğer kişiye karşı olumsuz duyguların ortaya çıkması ve
bunun bir canlı gibi kişinin iç dünyasında yaşamaya başlaması,
* Kişinin sorunlardan kendisini sorumlu tutması ve kendisini
suçlaması,
* Sorunların çözülmeyeceğini, işlerin iyiye gitmeyeceğini
düşünen işverenin işçisini işten çıkartması veya işçinin işten ayrılmasıdır.
Sorunlar her işletme içerisinde mutlaka ortaya çıkacağına
göre, sorunların çözümü için adım atmak en uygun yol olarak ortaya çıkar.
Sorunların çözümünde önemli bir nokta da diğer kişinin aynı olaya karşı nasıl
yaklaştığı, aynı durum hakkında ne düşündüğü hatta bu durumdan haberdar olup
olmadığını bilmesi sorunların çözümü için önemli bir adım olacaktır.
Bu çalışmada ise; işletme içerisinde meydana gelen
sorunların çözümü için "empatik anlayış geliştirme" üzerinde
durulmakta ve incelenmektedir.
A) EMPATİK ANLAYIŞ
Empati açıklanmaya çalışıldığında iki temel fiil belirgin
olarak ortaya çıkmaktadır. İlk fiilin adı "yansıtma"dır, yani diğer
kişinin yaşadıklarını ve deneyimlediklerini ona geri bildirmedir. İkincisi ise
"kabul etmek"tir, yani diğer kişinin yaşadığını onaylamaktır. Diğer
insanı tam olarak anlayarak empati kurabilmek oldukça zordur. Empati kurarken
bir insan diğer insanı kabul eder, onunla iletişim kurar ve onu anlamaya çaba
gösterir. Empatik iletişim sırasında bir insan diğer insanı samimi bir şekilde
kabul eder ve onun bakışı ile bakar ve onun ile birlikte hisseder (Bellous).
Bir grup içerisinde bulunan insanların benzer durumlarda
benzer duyguları yaşamaları o grubun içerisinde olanların dayanışma
gösterebilmesine ve uyum içerisinde olmalarına yardım eder (Clay, 1973, s.60).
Bir kişinin empati kurması, o kişi ile diğer kişi arasındaki benzerliğin
varlığı ile ilgilidir. Bir insan empati kurması diğer kişinin duyguları ile
kendi duyguları arasında bir benzerliği ifade eder. Empati kurulamazsa bir
insan diğer insanı anlayamaz. Empati kurulmaya çalışıldığında bazen yanlış
anlamaların olması da mümkündür.
Kişilik empatinin en önemli belirleyicilerinden birisi
değildir. Empati kurulmasında benzerlikler önemli bir rol oynar. Örneğin aynı
yaş, cinsiyet, ırk ve eğitim seviyesinde olmak önem taşır. Özellikle diğer kişi
ile aynı sosyal grup içerisinde olmak önem taşır (Smith, Henry Clay 1973 p. 60)
.
Empati kuranların kişiliği: (Smith, Henry Clay 1973 p. 60 )
Düşük düzeyde empati kuran
|
Yüksek düzeyde empati kuran
|
Hakim olmaya çalışır
|
Uysaldır
|
Bağımsızdır
|
Bağımlıdır
|
Soğuk (ilgisiz)
|
Sosyal (ilgili)
|
Saldırgan
|
Saldırgan değildir.
|
Empati kuran kişi kendilik bilincini terk etme
eğilimindedir. İki kişi arasındaki paralellik o denli yüksektir ki, iki kişi
bir kişi olur. İki kişinin kimliği birleşir. Empati kuran ile kurulan arasında
uzun bir mesafe yoktur. Empati kurulduğunda, empati kuran kimse yeni bir
kimliğe bürünür. Sempati kurulduğunda ise kimlikler arasındaki farklılık
empatiye nazaran daha az görülür (Katz, 1963, p.9).
B) İŞYERİ İÇERİSİNDE EMPATİ
İşyeri içerisinde yaratılan ortak kimlik, samimi ilişkiler
ve yüksek derecede işbirliğinin anahtarıdır ve bu sayede firma sahip olduğu bu
organizasyonla rekabet avantajı sağlar (Ehin, May-June, 1998).
Tingstad'a göre; işçi hata yaptığında üstünün ona karşı
tavırları onu eleştirmek olmamalıdır. Bunun aksine onun tavrı işçisini
rahatlatmak, anlamak ve teşvik etmek olmalıdır ve ona şöyle demelidir: 'Eğer
sen mükemmel olsaydın, hepimiz sana kötü gözle bakacaktık.' (Tingstad, June,
2000). Empati diğer kişiyi rahatlatmanın bir yoludur. İnsanlar diğer kişi
tarafından rahatlatılmak, anlaşılmak ve kabul edilmekten hoşlanırlar. Sadece
sözlerin duyulması değil sözlerin ardındaki mesajın da anlaşılması önem taşır.
İnsanların birbirleri ile empati kurmaması hayal kırıklığı ve reddedilmişlik
duygusu yaratır (Katz, 1963, p.7). Empatik anlamanın geçerliliği ise diğer
kişinin anlaşıldığını hissedebilmesine bağlıdır (Katz, 1963, p.23).
Yine aynı kişinin görüşüne göre insanlar hata yaptıklarında
rahatlatılmak isterler. Bu empatiyi çağrıştırır. Empati yönetimin altın
kuralıdır. Ve insanlar kendilerinin hata yaptıklarında rahatlatılmalarından
hoşlanırlar (Tingstad, June, 2000).
İşyerinde beklenilen performansı gösteremeyen kişi için
yapılması gereken onu işten atmak ya da motive etmeye çalışmak yerine onun
içinde bulunduğu duruma empati ile yaklaşmak ona yardım edebilmek için en uygun
yapılabilecek iştir ( Lepine ,Jef, Jan, 2001) . Empati ise diğer kişi ile
kimliksel bir yakınlık ve diğer kişinin yaşadıkları hislerin benzerini yaşamış
olmayı gerektirir (Katz, 1963, p.26).
Bir görüşe göre, eğer bir çalışana üstü iltifat etmiyor ise,
o çalışan kendi niteliği ne olursa olsun, kendi performansı hakkında şüpheye
kapılacaktır (Lacking Of The Empathy In Workplace) .
İşverenin işyerine olumlu duygularla gelmesi, çalışanları iyi bir gün geçireceği düşüncesini oluşturur ve onları mutlu eder (Stotland, ve diğerleri, 1971, p.5).
İşverenin işyerine olumlu duygularla gelmesi, çalışanları iyi bir gün geçireceği düşüncesini oluşturur ve onları mutlu eder (Stotland, ve diğerleri, 1971, p.5).
Empati çalışanları şımartmak ya da yatıştırmaya çalışmak
anlamına gelmez. Empati kuran üst altına karşı hala eleştirel olabilir,
onlardan yüksek standartlarda olmasını bekleyebilir, onlardan bir şeyler talep
edebilir. Empati kuran üst altına karşı saygısını koruduğunu tam olarak
göstermiş olur (Rincover) . Empati kurmak, diğer kişinin gözü ile dünyayı
görmek, diğer kişinin kulakları ile duymak ve diğer kişi ile birlikte
hissetmektir (Katz, 1963, p.1).
Eğer yönetici çalışanlarının olumlu yönlerini görmez ise ve
bu konuda onlara geri bildirimde bulunmaz ise çalışanların yaptıkları işlerine
yönelik olumlu tutumlarında bir sönme yaşanır (Rincover) . Yöneticilerin empati
kaybı, çatışmalara ve yanlış anlaşılmalara yol açar (Huneryager, S.G. And
Heckman, 1967, p.728). Empatik olan yöneticinin o işyeri içerisinde işyeri
fikir havuzlarını kurması olumlu katkılar. yapacaktır (Huneryager, S.G. and
Heckman,1967, p.732).
C) YÖNETİMİN GELİŞTİRECEĞİ EMPATİK ANLAYIŞ
Çalışma hayatı içerisinde çok farklı gruptan insanlar yer
alabilmektedir. Bir insan kendisinden farklı olan insanlara karşı empati
kurmakta zorlanır. Farklı toplumsal sınıflardan olan, farklı mesleklerden olan
insanların birbirleri ile empati kurabilmeleri ve birbirlerini anlayabilmeleri
zordur. Yaş farklılıkları empati kurulmasını zorlaştırır. Yaşamları tanıdık
gelen insanlar, yaşam durumları benzer olan insanlar birbirlerine karşı empati
kurma eğilimleri vardır (Katz, 1963, p.6). Ferdinand Tönnies'e göre; diğer
insanı anlayabilmek, karakter ve tutumu benzer olan insanlar arasında
gerçekleşir (Katz, L1963, p.32).
Totaliter rejimlerin hakim olduğu işyerinde işçilerin köle
gibi çalıştırılması nadir olarak etkinliği ve verimi arttırır. Katılımcılık ise
yaratıcılığı ve çaba sarf etmeyi desteklemede hayati birer öneme sahiptir.
Katılımcılık otokrasi içerisinde imkansızdır, özellikle yönetici bu
yönetimlerde empati kurma yeteneğine sahip değildir (Huneryager, S.G. And
Heckman 1967, p.728).
Empati iki hareketten ibarettir:
a) Diğer kişiyi tanımlayabilmek,
b) Diğer kişinin duygularının bilincinde olmak (Huneryager,
S.G. And Heckman 1967, p. 39).
Yöneticinin sadece empatik olması yeterli değildir. Aynı
zamanda iletişim kurmasını da bilmelidir (Huneryager, S.G. And Heckman 1967,
p.736). Empatik yetenek diğer kişinin iç dünyasını analiz etmek veya açıklamaya
çalışmak yerine onu anlamaya dayanır. Bir insan diğer insanı anladığında onu
bütün olarak görür (Katz, 1963, p.18).
Modern örgütlerden farklı olarak, post-modern örgütler büyük
ölçüde güvene dayanmaktadır. Karşılıklı güven, bugün insan kaynakları
yönetiminin en çok üzerinde durduğu, bağlılık, aidiyet duygusu ve takım
çalışması gibi kavramlarla yakından ilişkilidir (Bozkurt, Ekim 2000, s.93).
Kendinden önce başkasını düşünerek davranma ve güven hala pek çok şirket içerisinde nadir olarak tahsis edilebilmiştir. Rekabette avantaj sağlamak ve güç kazanmak birincil önemi taşımaktadır. İşyerinde işbirliğine dayalı bir yapı oluşturmak için kökten bir paradigma değişikliği gereklidir (Ehin, May-June, 1998).
Kendinden önce başkasını düşünerek davranma ve güven hala pek çok şirket içerisinde nadir olarak tahsis edilebilmiştir. Rekabette avantaj sağlamak ve güç kazanmak birincil önemi taşımaktadır. İşyerinde işbirliğine dayalı bir yapı oluşturmak için kökten bir paradigma değişikliği gereklidir (Ehin, May-June, 1998).
İşbirliği para ödüllerini arttırmak şeklinde sağlanılamaz.
Sosyal hayat içindeki ilişkiler yüksek düzeyde güven ve kendinden önce
başkalarını düşünmek şeklinde kurulur (Ehin, Charles, May-June, 1998). Empati
için ise kendinden önce başkalarını düşünmek gerekmektedir (Hauser, Feb, 2000)
(Colella, Jan, 2001) . İlişkiler hem de paylaşılan ortak kimliğe, genel
hedeflere, organizasyonun üyelerinin istekliliğine dayanır. İlişkilerin inşası
esas olarak kendiliğinden gerçekleşir (Ehin, May-June, 1998).
D) İŞYERİ İÇERİSİNDE ÇALIŞAN PERSONELİN GELİŞTİRECEKLERİ
EMPATİK ANLAYIŞ
Empati sadece kendisiyle empati kurulana yardımcı olan bir
etkinlik değildir. Empati, empatiyi kuran kişi için de önemlidir. Empatik
becerileri ve eğilimleri yüksek olan, bu yüzden de diğer insanlara yardım eden
kişilerin, çevreleri tarafından sevilme ihtimalleri artar. Bell ve Hall
yaptıkları araştırmalarda, liderlik özelliklere sahip olan kişilerin empati
kurma özelliklerinin yüksek olduklarını belirlemişlerdir. Diğer pek çok insan
özelliği gibi empatik beceri de iki uçlu silah gibidir. İnsanların hayrına da
kullanılabilir, zararına da kullanılabilir. Bazı liderler sahip oldukları
empatik beceriden yararlanarak topluma hizmet edebilirler, bazıları ise bu
becerilerini insanlara hükmetmek için kullanabilirler ( Dökmen, Mayıs
1997,s.14).
Empatik olmak diğer kişinin iç dünyasını duygusal
bileşenleri ile tam olarak anlamayı gerektirir. Bu işlem sanki diğer
kişiymişçesine onunla birlikte olmayı gerektirir. Fakat "sanki"
ayrımı asla yitirilmemelidir. Empati kurma sayesinde o kişinin dünyasında
güvenli bir arkadaş olmayı sağlar. Empatik olmak ise diğer kişinin dünyasına
onu yargılamadan girmeyi gerektirir (Vincent). Empati bir kişinin diğer kişiyi
anlamasını olanaklı kılar, o diğer kişinin yaşadıklarına karşı aynı zamanda
duygusal olduğu kadar entelektüeldir (Devito, 1995, p.108). Bir insan empati
kurarken, diğer kişinin hislerini sanki kendi hisleriymiş gibi yaşar. Sanki
diğer insanmış gibi görür, hisseder, cevap verir ve anlar (Katz, 1963, p.3).
Empati kaybolduğunda, bu kişinin kendisine saygısının azalmasına yol açar. Bu
durumda kişi kendisini bir obje veya daha az önemli birisi olarak görü (Katz,
1963, p.8).
İşyeri içerisinde, o şirketin başarısı için dinleme
yeteneğine sahip olan çalışanların varlığı gerekmektedir. İşyeri içerinde açık
kapı politikası uygulamak, o işyeri içerisinde çalışanların kendi görüşlerini
korkmadan ve endişelenmeden dile getirmelerine yol açar. Bu politika o işyeri
içerisinde çalışanlara üzerindeki baskıyı azaltır. Çalışanların açık kapı
politikası yolu ile dikkate alınmaları o işyerinde olumlu bir ortamın
yaratılmasını sağlar (Lacking Of The Empathy In Workplace). İşyeri içerisinde
çalışanlar üstleri ve astlarına karşı olabildiği gibi çalışma arkadaşlarına
karşı da empatik anlayışı geliştirebilirler. Böyle bir anlayışın gelişmesi
sonucunda ise çalışanlar arasında sağlıklı ilişkiler kurulmuş olur ve yaşanan
çatışmalarda bir azalma meydana gelebilir. Bunun sonucunda iş tatmininde olumlu
yönde bir gelişme oluşabilir.
İşyeri içerinde empatiyi kullanmak önemlidir fakat bunun
içten olması ve yapay olmaması gerekmektedir (Lacking Of The Empathy In
Workplace). Aşağıda çalışma yaşamında gerçekleşecek olan empati için bazı
uygunsuz alternatifler verilmiştir (Lacking Of The Empathy In Workplace ):
* Papağan gibi tekrarlamak: Dikkatsizce diğer kişinin ne
söylediğini tekrarlamak,
* Öğüt vermek ya da tavsiyede bulunmak,
* Yargılamak ya da kendi fikrini söylemek,
* İnsanları basmakalıp kategoriye sokarak ya da sınıflandırarak
psikolojik, dinsel, politik ya da sosyal yorumlar yapmak,
* Yaşadığı benzer bir deneyimi anlatmak ya da kendi favori
hikayesini anlatmak,
* Soru sormak. (bazen uygun bazen uygun olmayan sorular
sormak),
* Sessiz kalmak,
* Ona karşı sempati duyduğunu ya da ona merhamet duyduğunu
ifade etmek,
* 'Nasıl hissettiğini biliyorum' ya da 'şu anda yaşadıkların
olabileceklerin en kötüsü değil' gibisinden klişe sözler söylemek,
* Baş sallama yolu ile ya da el, kol hareketlerini
kullanarak içten olmayan bir şekilde diğerini anlıyormuş gibi yapmak,
* Hatalı bir şekilde empati kurmak (diğer kişinin hisleri
hakkında yanlış tahminde bulunmak ya da hislerinin yoğunluğu hakkında yanlış
tahminde bulunmak).
Çatışma ve uzlaşmazlık durumunda empati kurabilen kişiler diğerinin
ihtiyaçlarını göz önünde bulundurabilmektedirler. Ayrıca işyeri için verilen
empati eğitimi bireylerin daha iyi takım çalışması yapabilmesini sağlar ve iş
tatminini arttırır (Cotton).
İşyeri içerisinde empatinin kaybı o işyeri içerisinde
çalışan insanlara karşı klişeleşmiş davranışların oluşmasına yol açar, aynı
zamanda bu insanlara birey olarak bir değer verilmediğinin de bir
göstergesidir. İş dünyası içerisinde mevkileri ne olursa olsun çalışana saygı
duyarak muamele etmek önemlidir (Lacking Of The Empathy In Workplace).
Birlikte çalışan insanların düşük performans göstermelerinin
önüne geçmenin bir yolu bu insanların empati kurabilme yeteneğini
kazanmalarıdır. Bu grubun etkinliğinin artmasını sağlayacaktır (Lepine , Jan,
2001).
İşyeri içerisinde açık kapı politikası, işçileri dinlemek,
onlara saygı ile muamele etmek şirket içerisinde pek çok yaratıcı politika
geliştirilir. Tüm bunlar çalışanlar ile empati kurmanın olumlu bir sonucudur(
Rincover).
Empati kurulan kişiler ile özdeşim gerekmemektedir, hatta
özdeşim empati kurmayı olumsuz etkileyebilir ( Dökmen, Mayıs 1997,s.14). Yine
Batson'a göre empati psiko-sosyal bir yetenektir ve de diğer kişinin
duygularını onun göstereceği mimiklere dayanarak anlamaya çalışmaktır. Empati
kuran kişi diğer kişinin iç dünyasındaki duygularına karşı duyarlıdır. Empatik
kişi diğer kişiyi üzgün ve depresif olma durumundan iyileştirmeye çalışır.
Empatik kişi muhtemelen empati kurma yeteneğine sahiptir ve dinlediği kişinin
duygularına karşı duyarlıdır. Empatik iletişimci bilir ki diğer kişi hakkında
her hareketini ve onun hakkında her şeyi bilmenin imkanı bulunmamaktadır (
Aubrey, 1987, p.225,226).
Farklı meslekler farklı duygusal zekayı gerektirirler.
Örneğin, başarılı bir satış yapabilmek için müşterinin ruh durumunu ölçerek
empati kurabilme yeteneğini gerektirir (Murray, July 1998). Empati kuran bir
kimse kendi hislerine ve içgüdülerine güvenmelidir. Ayrıca empati kuracak olan
kimse kendi zihinsel dünyasında farklı roller yaşamaya istekli olmalıdır (Katz,
1963, p.23).
Gerçek empati ise, diğer kişiyi olumlu bir niyetle ya da
umutla dinlemeyi gerektirir. Bu şekilde olumlu beklentiler olumlu ilişkilerin
kurulmasına yardımcı olur. Gerçek empati, diğer kişinim olumsuz yargılarını
desteklemektense o kişiyi olumlu yönden desteklemeyi gerektirir. Bir insan
diğer insandan bir durumdan ya da olaydan beklentilerinin ne olduğunu
açıklamasını istediğinde ve o kişi de bunu yapar ise, o kişi diğer insanları
suçlama davranışını sergilemek yerine kendi isteğinin ne olduğunun bilincine varacaktır
( Definition of empathy, 1992).
İnsanlar genellikle diğerlerini dinlerken şu dört düzeyden
birini kullanırlar (Cüceloğlu, Ekim 1998, s.362);
• Önemsememe: Kişinin söylediğini dinler gibi
görünür fakat dinlemiyordur.
• Seçici Dinleme: Söylenenin ancak bazı
kısımlarını duyar, diğerlerine ilgi göstermez.
• Dikkatle Dinleme: Söylenen sözlere dikkat
eder, hangi kelimelerin kullanıldığını iyi bilir.
• Empatik dinleme: Empatik dinleme kişiyi
anlamak amacı ile kullanılan aktif dinlemedir. Aktif dinleme, kişiyi kullanma
amacıyla kullanılırsa sadece bir teknik olur ve olumlu sonuç alınamaz. Empatik
dinleme kişiyi anlamayı birinci plana koyar. Kişinin söylediği sözler hangi
deneyimleri, öğrenimleri dile getiriyor, kişi nasıl hissediyor, dünyayı ve
kendini nasıl gördüğü anlaşılmaya çalışılır. Karşıdakinin yaşantısı ile dünyayı
görmek empatidir.
Bir kimse diğer kişiyi empatik olarak dinlediğinde, diğer
kişinin ne söylediğini, ne hissettiğini sanki o kişi imiş gibi anlamaya
çalışır. Onun bir şeyi nasıl yaşadığını ve bunu nasıl kavramlaştırmaya
çalıştığını anlamaya çalışır. Kısa bir süre için kişi empatik dinleme eylemini
yaparken, kendi dünyasından ayrılır (Caputo, 1994, s.189).
Empatik dinleme yapılırken gerçekleşen en yaygın hata, diğer
kişinin perspektifinden olaylara bakmaya isteksiz olmaktır. Kişinin kendi
dünyasından olaylara bakmaya saplanmış olması, kendi geçmişine ve tutumlarına
bağlanmış olması empatik dinlemeyi gerçekleştirmesinin önünde bir engeldir. Bu
durumun çatışma yaratması muhtemeldir (Caputo 1994, s.190).
Empatik dinleme, diğer kişi ile aynı fikri paylaşma anlamına
gelmez. Yani diğer kişinin söylediğine kendini kaptırmak ve onunla hemfikir
olmak değildir (Caputo, 1994, s.191-192).
Empatik dinlemeyi geliştirmek için , kişi açımlama ve
objektif olma yöntemlerini kullanabilir. Açımlama tekniği bir dinlemede
kullanıldığında, dinleyen kişi konuşan kişinin söylediklerini ona geri bildirim
yolu ile iletir. Objektif olmak ise, diğer kişide gördüklerini bir çarpıtma
yapmadan ona iletmeyi gerektirir (Caputo, 1994, s.192) .
İşyeri içerisinde anlaşmazlıklar çıktığında ve çatışmalar
yaşandığında, anlaşmazlığa düşen kişilerin empati göstermeleri sonucunda
anlaşmazlıklar ve çatışmalar çözülmüş olacaktır (Aquino, Mart 2000).
Eğer bir kişi empatiyi başarmak istiyorsa, ilk önce diğer
kişiyi değerlendirmekten kaçınmalıdır. Eğer diğer kişi doğru veya yanlış, iyi
veya kötü olarak değerlendirilse, diğer kişinin davranışlarını bu etiketler
altında görülür. Diğer kişinin arzularını, yeteneklerini deneyimlerini ve
korkularının öğrenmek empati kurmaya olumlu katkılar yapar. Diğer kişinin
duygularının nasıl oluştuğunu onun bakış açısından görmeye çalışmak empati
kurmak için gereklidir (Devito 1995, p.108). Empati kurulurken diğer kişinin
dünyayı neden o gözle gördüğünü ifade etmesine izin verilmelidir (Devito 1995,
p.454).
Ayrıca her şeyden önce itaat ve her ne olursa olsun
emirlerinin yerine getirilmesini isteyen üstlerle çalışan astlar bu ortamda
bulunmaktan memnun olmayacaklarıdır. Ayrıca kendilerinden sürekli itaat
beklenen bireylerin benliklerinin olumsuz etkilenmesi kaçınılmaz olacaktır. Bu
durumla karşılaşan insanın ise o işten memnun olması söz konusu olamaz.
SONUÇ
Bu çalışmada işyeri içerisinde geliştirilecek olan bir
empatik anlayışın muhtemel etkileri vurgulanmış ve işyerinde çalışan insanların
empatik anlayışı nasıl geliştirecekleri ve kendilerine faydalı hale nasıl
dönüştürecekleri üzerinde durulmuştur.
Eğer empatik anlayış karşılıklı olarak geliştirilebilirse bundan yarar görecek olan hem işçiler hem de işverenler olacaktır.
Eğer empatik anlayış karşılıklı olarak geliştirilebilirse bundan yarar görecek olan hem işçiler hem de işverenler olacaktır.
Empatik anlayış doğrudan bir "artı değer" yaratan
bir süreç olmadığı için insanların bu anlayışa karşı isteksiz durmaları normal
olarak görülebilir. Ama şu da rahatça söylenilebilir ki empatik anlayış yani
"bir insanın diğer insan açısından olaylara bakabilme çabası"nın
olmadığı bir işyerinde çatışmalar, kırılmalar, şikayet etmeler, kavgalar,
yüksek yaşanan işgücü devri ile karşılaşılması doğal bir sonuç olacaktır.
Geleneksel yönetim anlayışından (otoriter, katı, aşırı
denetleyici) empatik yönetim anlayışına geçmek bir hayli zor bir iştir. Yoğun
çaba gerektirir. Örneğin otoriter davranışların gelenek haline geldiği bir
kurumda, üstlerin empati kurmasını beklemek, esnek olmasını beklemek çok
anlamlı değildir. Otoriter yönetim anlayışında emirler üstten gelir, kararları
üst yönetim alır. Kapalı bir yönetim vardır. Örneğin; işçilere disiplin cezası
verilirken onlara kendilerini savunma hakkı vermez. Kısacası işçilerin
perspektifinden olaylara bakılmaz. Sadece üst yönetimin istekleri işyeri
içerisinde karşılanmaya çalışılır. Bu işyerinde çalışan işçilerle de olumlu
ilişkilerin kurulması söz konusu olamaz. Ayrıca otoriter yönetimlerde insanlara
güvenilmez. Bu koşullar içinde empatik anlayışın yönetim içinde kullanılması
bir hayli zordur.