Arama Motorları Nasıl Çalışır?
Bir başka yazımda pazarlamada arama motorlarının kullanılması gerekliliğinden bahsetmiştim. "Vazgeçilmez bir pazarlama aracı : Arama Motorları" Satış,pazarlama,tanıtım ve reklam faaliyetleri için arama motorlarının etkin kullanımı çok güzel sonuçlar vermektedir. Arama motorlarından yüksek fayda edinebilmemiz için öncelikle arama motorlarının nasıl çalıştığını anlamamız gerekiyor.
Öncelikle satış pazarlama faaliyetlerini yürüteceğiniz web sitenizi arama motorlarına optimize etmeniz gerekiyor. Arama motorlarının nasıl çalıştığını ve neyi nası yaptığını anlamak için iyi bir SEO bilgisine ihtiyacınız var. SEO ingilizce Search Engine Optimization kelimelerinin baş harflerinden oluşur. Türkçe karşılığı da arama motorları optimizasyonu dur.
Arama motorları öncelikli olarak kullanıcılarına,doğru zamanda önemli ve yüksek nitelikli bilgileri en kısa sürede sunmaya odaklanır. Kendilerini bu konuda sürekli günceller ve geliştirirler. Bu onların temel görevidir.
Aramalar üzerinde çok yoğun çalışmalarının tek sebebi, kullanıcının arama deneyimini iyileştirerek, kullanıcının sürekli aynı arama motorunu kullanmasını sağlamaktır. Bir nevi müşteri memnuniyeti de diyebiliriz. Bu sayede daha çok ve sürekli kullanıcı kazanarak reklam verenlerin de dikkatini çekerler. Diğer bir amaçları da bulur.
Kullanıcı merkezli çalışmaları arama motorlarını zenginleştirir. Dolayısıyla hissedarlar da mutlu olur. Alan memnun satan memnun..
Bu anlamda internetin klasik pazarlama kanallarından (TV, radyo, gazete, dergi vb) hiç bir farkı yoktur. Bu kanallar için önemli olan izleyiciler, dinleyiciler ve okuyuculardır. Çünkü reklam verenleri çeken bu kitledir. Bu kitle olmazsa reklam veren de olmaz. Para da kazanmaktan da bahsedilemez.
Doğru , önemli ve yüksek nitelikli arama sonuçlarını kullanıcılarına ulaştırmak için arama motorlarının dolaşımda olan milyarlarca internet sayfasından ayrıntılı bilgi toplaması gerekir. Bunu "bot" adı verilen otomatik programlar kullanarak yaparlar. Bot robotun kısaltmasıdır. Tüm ağı bir örümcek gibi sürünerek taradıkları için "örümcek" olarak da bilinirler.
Botlar hiperlinkleri takip ederek buldukları sayfalardan bilgi toplarlar. Herhangi bir sayfa bir örümcek tarafından tarandığında, arama motoru sayfanın içeriğiyle ilgili detaylarla birlikte sayfa üzerinde bulunan linkleri indeks adı verilen koca bir veri tabanında depolar. Bu indeks, günlük bazda yapılan yüz milyonlarca arama sorgusu arasından herhangi biriyle ilgili bir sonucu anında bulabilecek şekilde optimize edilmiştir.
Dolaşımdaki tekil internet sayfalarının sayısı bilinmiyor. Ancak Google'ın 2008 Temmuz tarihli resmi blog sayfasından yapılan aşağıdaki alıntı web in büyüklüğü hakkında bir fikir veriyor aslında.
1998 tarihli ilk Google indeksi 26 Milyon sayfayı bulmuştu. 2000 senesinde bu rakam 1 milyar eşiğini aşmıştı. Son sekiz yılda ise rakamlar gittikçe büyüdü. Kısa bir süre önce mühendislerimiz hayretler içinde web in büyüklüğünü ölçmekten vazgeçti. Web deki yeni içerikleri bulmak için linkleri tarayan sistemlerimiz yeni bir eşiği aştığında : web üzerinde aynı anda 1 trilyon tekil URL'ye ulaşıldığında.
Arama motorları bu 1 trilyon URL'nin her birini indekse almıyor. Çoğu URL birbirinin benzeri, kopyası ya da arama açısından önemli olmayan bilgiler içeriyor.
Herhangi bir arama yapıldığında ortaya milyonlarca gösteren sonuç listesi arama motorunun karışık algoritmalarından geçirilerek bir sıraya konur. Bunlar bir sitenin kullanıcısının sorgusuyla olan ilintisini değerlendirmeye yaraya çok sıkı korunan formüller içeren özel yazılımlardır. Ortaya çıkan sonuçlar önemlilik sırasına göre SERP (arama motorları sonuç sayfaları) altında kullanıcıya sunulur.
Arama motorları milyarlarca sayfayı tarayarak ve önemine göre sıralanmış sonuçları saniyenin en küçük dilimleri arasında sunarak en büyük hacimde aramaları işlerler. Kullanıcı açısından bu işle çabuk, kolay kesintisiz görünür. Ama işin perde arkası çok farklıdır. Karmaşık yazılımlar ve algoritmalar vardır.
Öncelikle satış pazarlama faaliyetlerini yürüteceğiniz web sitenizi arama motorlarına optimize etmeniz gerekiyor. Arama motorlarının nasıl çalıştığını ve neyi nası yaptığını anlamak için iyi bir SEO bilgisine ihtiyacınız var. SEO ingilizce Search Engine Optimization kelimelerinin baş harflerinden oluşur. Türkçe karşılığı da arama motorları optimizasyonu dur.
Arama motorları öncelikli olarak kullanıcılarına,doğru zamanda önemli ve yüksek nitelikli bilgileri en kısa sürede sunmaya odaklanır. Kendilerini bu konuda sürekli günceller ve geliştirirler. Bu onların temel görevidir.
Aramalar üzerinde çok yoğun çalışmalarının tek sebebi, kullanıcının arama deneyimini iyileştirerek, kullanıcının sürekli aynı arama motorunu kullanmasını sağlamaktır. Bir nevi müşteri memnuniyeti de diyebiliriz. Bu sayede daha çok ve sürekli kullanıcı kazanarak reklam verenlerin de dikkatini çekerler. Diğer bir amaçları da bulur.
Kullanıcı merkezli çalışmaları arama motorlarını zenginleştirir. Dolayısıyla hissedarlar da mutlu olur. Alan memnun satan memnun..
Bu anlamda internetin klasik pazarlama kanallarından (TV, radyo, gazete, dergi vb) hiç bir farkı yoktur. Bu kanallar için önemli olan izleyiciler, dinleyiciler ve okuyuculardır. Çünkü reklam verenleri çeken bu kitledir. Bu kitle olmazsa reklam veren de olmaz. Para da kazanmaktan da bahsedilemez.
Doğru , önemli ve yüksek nitelikli arama sonuçlarını kullanıcılarına ulaştırmak için arama motorlarının dolaşımda olan milyarlarca internet sayfasından ayrıntılı bilgi toplaması gerekir. Bunu "bot" adı verilen otomatik programlar kullanarak yaparlar. Bot robotun kısaltmasıdır. Tüm ağı bir örümcek gibi sürünerek taradıkları için "örümcek" olarak da bilinirler.
Botlar hiperlinkleri takip ederek buldukları sayfalardan bilgi toplarlar. Herhangi bir sayfa bir örümcek tarafından tarandığında, arama motoru sayfanın içeriğiyle ilgili detaylarla birlikte sayfa üzerinde bulunan linkleri indeks adı verilen koca bir veri tabanında depolar. Bu indeks, günlük bazda yapılan yüz milyonlarca arama sorgusu arasından herhangi biriyle ilgili bir sonucu anında bulabilecek şekilde optimize edilmiştir.
Dolaşımdaki tekil internet sayfalarının sayısı bilinmiyor. Ancak Google'ın 2008 Temmuz tarihli resmi blog sayfasından yapılan aşağıdaki alıntı web in büyüklüğü hakkında bir fikir veriyor aslında.
1998 tarihli ilk Google indeksi 26 Milyon sayfayı bulmuştu. 2000 senesinde bu rakam 1 milyar eşiğini aşmıştı. Son sekiz yılda ise rakamlar gittikçe büyüdü. Kısa bir süre önce mühendislerimiz hayretler içinde web in büyüklüğünü ölçmekten vazgeçti. Web deki yeni içerikleri bulmak için linkleri tarayan sistemlerimiz yeni bir eşiği aştığında : web üzerinde aynı anda 1 trilyon tekil URL'ye ulaşıldığında.
Arama motorları bu 1 trilyon URL'nin her birini indekse almıyor. Çoğu URL birbirinin benzeri, kopyası ya da arama açısından önemli olmayan bilgiler içeriyor.
Herhangi bir arama yapıldığında ortaya milyonlarca gösteren sonuç listesi arama motorunun karışık algoritmalarından geçirilerek bir sıraya konur. Bunlar bir sitenin kullanıcısının sorgusuyla olan ilintisini değerlendirmeye yaraya çok sıkı korunan formüller içeren özel yazılımlardır. Ortaya çıkan sonuçlar önemlilik sırasına göre SERP (arama motorları sonuç sayfaları) altında kullanıcıya sunulur.
Arama motorları milyarlarca sayfayı tarayarak ve önemine göre sıralanmış sonuçları saniyenin en küçük dilimleri arasında sunarak en büyük hacimde aramaları işlerler. Kullanıcı açısından bu işle çabuk, kolay kesintisiz görünür. Ama işin perde arkası çok farklıdır. Karmaşık yazılımlar ve algoritmalar vardır.