BİR PAZARLAMACI HATASI
Çok meşgul bir dünyada yaşıyoruz.Hepimiz çok meşgulüz.Elektronik postalarımızın gelen kutusu sürekli bir pazarlama ve tanıtım postalarıyla bombardımana tutuluyor.Posta bombardımanını çok büyük firmalarda yapıyor, çok küçük firmalarda.Hatta yabancı şirketlerden farklı dillerde mailler bile alıyoruz.
Cep telefonlarımıza her gün 5-10 arası tanıtım ve kampanya mesajı geliyor.
Peki soruyorum size kaç tanesini okuyabiliyorsunuz ve kaçı aklınızda kalabiliyor?
Merak etmeyin zekanızı ölçmeye çalışmıyorum.Bir çok mesaj ve maili okumadan sildiğinizi ya da istenmeyen kutularına gönderdiğinizi biliyorum.
Şimdi gelelim asıl bu yazının konusuna.Her insanın bir algılama ve dikkat sınırı var.Mağazanıza gelen bir müşterinizi ya da ziyaretine gittiğinniz bir müşterinizi düşünün.Kendinizi onun yerine koyarak düşünün.
Nasıl siz elektronik posta kutunuza gelen postaların büyük bir çoğunluğunu hatırlamıyorsanız, sizinle görüşen müşteriniz de sizin söylediklerinizin çoğunu siz gittikten sonra hatırlamıyor.
Müşteilerinize sizi canı gönülden ilgiyle dinlemeleri için bir kaç sebep sunun.Bir çok sebebiniz olabilir.Ama siz en önemli bir kaç sebebinizi söyleyin.Çok sebep dikkatlerini bir süre sonra dağıtacaktır.
Pazarlama ya da satış yapan pek çok kişi bunu bilir ama uygulamaz.Müşteri ve onun ihtiyaçları üzerinde durmkatansa, kendileri ve muhteşem şirketleri üzerinde dururlar.
Yani müşteri diliyle konuşacaklarına, kendi dilleriyle konuşurlar.
Eğitimlerimde genellikle sorduğum bir soru vardır: "Bir insanın konuşmaktan en çok keyif aldığı şey nedir?" Cevap : Kendisi.
Her insan kendisi hakkında konuşmaya bayılır.Kendisiyle ilgili bir kaç soru sorun ve oturup karşısına saatlerce dinleyin.Tabii ki bu sabır gerektiren bir durum.Ama bu sabrı gösteren satıcılar daima kazanır.
Hal böyleyken, müşteri de ben der, satıcı da ben der.
Bu şekilde iki taraf arasında bir bağ kurulamaz.
Bir şeyler satan ve pazarlayan insanlara sesleniyorum."Her insan kendisiyle ilgilenir ve dünyada en önemli şey kendisidir."
Lütfen bunu unutmayın.Sadece müşterinizle ilgilenin.
Cep telefonlarımıza her gün 5-10 arası tanıtım ve kampanya mesajı geliyor.
Peki soruyorum size kaç tanesini okuyabiliyorsunuz ve kaçı aklınızda kalabiliyor?
Merak etmeyin zekanızı ölçmeye çalışmıyorum.Bir çok mesaj ve maili okumadan sildiğinizi ya da istenmeyen kutularına gönderdiğinizi biliyorum.
Şimdi gelelim asıl bu yazının konusuna.Her insanın bir algılama ve dikkat sınırı var.Mağazanıza gelen bir müşterinizi ya da ziyaretine gittiğinniz bir müşterinizi düşünün.Kendinizi onun yerine koyarak düşünün.
Nasıl siz elektronik posta kutunuza gelen postaların büyük bir çoğunluğunu hatırlamıyorsanız, sizinle görüşen müşteriniz de sizin söylediklerinizin çoğunu siz gittikten sonra hatırlamıyor.
Müşteilerinize sizi canı gönülden ilgiyle dinlemeleri için bir kaç sebep sunun.Bir çok sebebiniz olabilir.Ama siz en önemli bir kaç sebebinizi söyleyin.Çok sebep dikkatlerini bir süre sonra dağıtacaktır.
Pazarlama ya da satış yapan pek çok kişi bunu bilir ama uygulamaz.Müşteri ve onun ihtiyaçları üzerinde durmkatansa, kendileri ve muhteşem şirketleri üzerinde dururlar.
Yani müşteri diliyle konuşacaklarına, kendi dilleriyle konuşurlar.
Eğitimlerimde genellikle sorduğum bir soru vardır: "Bir insanın konuşmaktan en çok keyif aldığı şey nedir?" Cevap : Kendisi.
Her insan kendisi hakkında konuşmaya bayılır.Kendisiyle ilgili bir kaç soru sorun ve oturup karşısına saatlerce dinleyin.Tabii ki bu sabır gerektiren bir durum.Ama bu sabrı gösteren satıcılar daima kazanır.
Hal böyleyken, müşteri de ben der, satıcı da ben der.
Bu şekilde iki taraf arasında bir bağ kurulamaz.
Bir şeyler satan ve pazarlayan insanlara sesleniyorum."Her insan kendisiyle ilgilenir ve dünyada en önemli şey kendisidir."
Lütfen bunu unutmayın.Sadece müşterinizle ilgilenin.
Hiç yorum yok