YÖNETİCİ HATALARI
İş yönetimi ile ilgili
üniversitelerden aldığımız eğitimlerden
sonra , iş hayatına atıldığımızda birçok
şey daha öğreniriz. İşlerin “doğru” bir şekilde nasıl yapıldığını anlayabilmek
için yöneticilerimizi izleriz. Acemilik döneminde edindiğimiz - iyi veya kötü bu izlenimler, büyük bir olasılıkla ilerideki
çalışma tarzımızı etkiler.
İşinizin büyüklüğü, sektörü veya belli kurum kültürü ne olursa olsun, bir yönetici olarak başarılı olmak istiyorsanız, aşağıda yer alan yönetim hatalarını yapmamak hayati önem taşımaktadır.
İşinizin büyüklüğü, sektörü veya belli kurum kültürü ne olursa olsun, bir yönetici olarak başarılı olmak istiyorsanız, aşağıda yer alan yönetim hatalarını yapmamak hayati önem taşımaktadır.
1. Çalışanlar her hata yaptığında yeni bir prensip koymayın.
İnsanlar hata yapar. Aşırı tepki vermeyin. İnsanlar bazen büyük hatalar
yapabilir – örneğin bir arkadaşından gelen e-postadaki bilgisayar oyunu bağlantısını
açıp, internette oyalanmak, ya da kritik bir mesaj gönderecekken, yanışlıkla
“herkese gönder” tuşuna basmak gibi. Bunlar genellikle tek seferlik hatalardır.
Üzerinde durmayın.
Biri tek bir toplu iğneyi yanlışlıkla evine götürdü diye, kalenin etrafına bir duvar daha çekmenize gerek yok. Bunun yerine, hatasını gördüğünüz kişiyle bire bir görüşerek, söz konusu hatanın ne olduğu, hangi sonuçları yarattığı, o kişinin nasıl veya neden belli bir şekilde davranması (ya da davranmaması) gerektiği hakkında açık açık konuşun. Bu görüşmeyi sürekli soru cümleleri ile yaparsanız, çalışanınız hatasını daha iyi görür ve nasıl giderilebileceğini de anlar.
2. Yalan söylemeyin.
Biri tek bir toplu iğneyi yanlışlıkla evine götürdü diye, kalenin etrafına bir duvar daha çekmenize gerek yok. Bunun yerine, hatasını gördüğünüz kişiyle bire bir görüşerek, söz konusu hatanın ne olduğu, hangi sonuçları yarattığı, o kişinin nasıl veya neden belli bir şekilde davranması (ya da davranmaması) gerektiği hakkında açık açık konuşun. Bu görüşmeyi sürekli soru cümleleri ile yaparsanız, çalışanınız hatasını daha iyi görür ve nasıl giderilebileceğini de anlar.
2. Yalan söylemeyin.
Bir başka deyişle,
gerçeği saptırmayın, bilgi saklamayın veya olmayan bir şeyi uydurmayın –
niyetiniz iyi olsa bile. Şeffaf olmaya gayret edin: Çalışanlarınızı
bilgilendirmezseniz, size güvenmezler. Eğer bir şeyler ters gidiyorsa, onlara
da söyleyin. Endişeleriniz varsa, onlarla paylaşın. Gelecek hafta sonuna kadar
bitirilmesi gereken bir iş varsa ve “ya bitmezse?” diye endişeleniyorsanız,
durumu çalışanlarınızla da görüşün. Onları işle ilgili olup biten her şeyden –
yasal sınırları ve gizlilik ilkelerini gözeterek - haberdar edin. Zor
konuşmalardan kaçınmayın ve aklınızdan geçenleri dürüstçe söyleyin. İnsanları
zorlayarak, davranışlarını veya duygularını kontrol etmelerine k zorunda
bırakmayın.
3. Sert olmanız gerektiğinde, şirket politikalarının veya üst yönetimin arkasına saklanmayın.
3. Sert olmanız gerektiğinde, şirket politikalarının veya üst yönetimin arkasına saklanmayın.
Eğer bir şirket
politikası mantıklıysa, bunu savunun ve nedenini açıklayın. Ama mantıksız
veya dayanaksız olduğunu görüyorsanız, açıkça söyleyin. Çalışanlarınızdan biri
bir istisna yapılmasını istiyorsa ve bu mantıklı bir talepse, onu destekleyin
ve birlikte mücadele edin. Ama istenen şeyin savaşmaya değmeyeceğini
düşünüyorsanız, çalışanınıza neden böyle düşündüğünüzü açıklayın. Tavrınızı
belirleyin, kararınızın arkasındaki nedenleri açıklayın ve geri dönmeyin.
4. Çalışanlarınızı gözetlemeyin.
4. Çalışanlarınızı gözetlemeyin.
Onları yapmamaları
gereken bir şeyi yapıyorlar mı ve şirket kurallarını çiğniyorlar mı diye
kameralarla, özel bilgisayar donanımları ile veya arkalarında dolaşarak
gözetlemeyin. Bunun yerine onlara işe bağlılık ve güven prensiplerini öğreterek
benimsemelerini sağlayın. Kuralların bozulmasına göz yummayın, ama sadece
hatalı bir karar verdi diye, veya geçmişte yaşanan bir sorun için kimseye hapis
cezası vermeyin.
5. Baş belası olmayın.
5. Baş belası olmayın.
Önemsiz işleri birilerine
verip sonra da o kişileri sürekli gözetleyerek kontrol etmeye çalışmayın ve bir
sorun gördüğünüz anda verdiğiniz sorumluluğu hemen geri almayın. Böyle yapmak
yerine, kişilere başarılı olabilmeleri için yetki verin. Daha geniş
sorumluluklar verirken, onları “neyi”, “neden” ve “nasıl” yapacakları konusunda
bilgilendirin ve net olarak yönlendirin. Kişisel sorumluluk duygusu
kazanmalarına yardımcı olun
6. İnsanları tehdit etmeyin.
6. İnsanları tehdit etmeyin.
Tehdit ve sindirme
yöntemlerinin her çeşidi zayıf yöneticiliğin işaretleridir. Başarılı bir lider,
iyi bir ekip oluşturabilmek için insanların hevesle ve tüm enerjileriyle
katılmak isteyecekleri pozitif bir çalışma ortamı yaratmak gerektiğini bilir.
Çalışanlarınızla, sorumluluklar ve ulaşılan pozitif ya da negatif sonuçlar
hakkında tehdit kullanmadan da tartışabilirsiniz.
7. İmkansız olan bir şeyi istemeyin.
7. İmkansız olan bir şeyi istemeyin.
Sırf anlayışsız patronunuz
tarafından sizin üzerinize yüklendi diye, imkansız bir işi yapmaları için
çalışanlarınızı zorlamayın. Bunun yerine, söz konusu taleple ilgili
patronunuzla görüşerek uygun bir çözüm bulmaya çalışın. Daha sonra
çalışanlarınıza ihtiyaç duydukları kaynakları ve desteği sağlarsanız, istenen
hedefe ulaşabilir, hatta daha fazlasını bile yapabilirler.
8. Çalışanlarınızdan etik dışı bir şey yapmalarını istemeyin.
8. Çalışanlarınızdan etik dışı bir şey yapmalarını istemeyin.
İnsanları doğru bir iş
yapmakta zorlanacakları bir durumla karşı karşıya bırakmayın. İnsanlardan baştan
savma bir iş yapmalarını, bir hatayı görmezden gelmelerini, bir raporda hile
yapmalarını veya başkalarını yanlış yönlendirmelerini asla istemeyin.
Çalışanlarınızın arkasında durun. Mükemmel bir iş çıkarmak istediklerine ve
şirkete bağlı olduklarına inanın. Prensibiniz her zaman çoğunluğun iyiliğini
savunmak olsun.
9. İnsanları aileleri ile işleri arasında bir seçim yapma durumunda bırakmayın.
9. İnsanları aileleri ile işleri arasında bir seçim yapma durumunda bırakmayın.
İstirahat izni veya diğer
insan kaynaklarıyla ilgili şirket kuralları konusunda çok katı olmayın. Esnek
davranmazsanız, o kurallar çiğnendiğinde hiç şaşırmayın. Bunun yerine, izin
koşulları ile ilgili kararlara sağduyu ve insaniyet ile yaklaşmaya çalışın. Bir
çalışanın sevdiği bir yakını vefat etmiş ve şehir dışındaki cenaze törenine
katılmak için izin istiyorsa, bu talebine anne veya babası vefat etmiş gibi
anlayış gösterin. İşe yeni girmiş bir elemanın bebeği doğacaksa, işini kaybetme
endişesi olmadan hastanede bulunmasına izin verin.
10. Verdiğinizden çok daha fazlasını istemeyin.
10. Verdiğinizden çok daha fazlasını istemeyin.
Örneğin, bir projeyi zamanında
tamamlayabilmek için gece boyunca çalışmış bir elemanı sırf işe birkaç dakika
geç geldiği için haşlamayın. Eğer mesai saatlerine kesinlikle uyulmasını
istiyorsanız, bunu net bir şekilde ifade edin ve hem işe başlama, hem de bitiş
saatleri için geçerli kılın. Çalışanlarınızın şirket hedeflerine ulaşmak için
gayret göstermelerini, sorumluluk almalarını ve işleri tamamlamak için geç
saatlere kadar çalışmalarını istiyorsanız, işe başlama saati konusunda fazla
titizlenmeyin. Bunun yerine çalışanlarınızla, neye önem verdiğiniz, işe başlama
saatinin o konuya etkisi ve çalışma saatleriyle ilgili beklentilerin ne kadar
uygun veya gerekli olduğu hakkında konuşun.
11. Elemandan
müdürlüğe geçişi yapamamak
Şirketin bir
elemanıyken size bir iş verilir ve sizden bu işi yapmanız beklenir. İşiniz her
ne kadar takım çalışması gerektirse de
sonuçta size verilen görevden siz sorumlusunuzdur. Fakat siz, idareci/müdür
olduğunuz zaman her şey değişir. Birden bire, sadece kendinizin değil, bütün
grubun ortaya koyduğu sonuçlardan siz sorumlu olursunuz.
İdareci olmak yepyeni iş yeteneklerine sahip olmanız gerektiği anlamına
gelir; mesela insanlarla iletişim yeteneği… Pek çok yetenekli eleman, elemanlıktan
müdürlüğe geçişte başarılı olamadıkları için, çok kötü idareciler
olabilmektedirler.
Net hedef ve
beklentiler koymamak
Etkili performansa ancak net bir hedefle ulaşabilirsiniz. Eğer
çalışanlarınıza hedefler belirlemezseniz, şirketinizin ilerlediği bir yön de
olmaz. Bunun sonucunda, elemanlarınızın motivasyonu hızla düşer ve işe gelmek
bile istemezler. Elemanlarınızla bir toplantı yapın ve onlara gerçekçi,
ulaşılabilir hedefler belirleyin. Çalışanlarınızı karanlıkta bırakmayın ve
onlara, size ve şirketinize yardımcı olabilmeleri için, yardım edin.
12. Yetki vermeyi başaramamak
Pek çok idarecinin başarısız olmasının en büyük sebebi yetki vermekteki
başarısızlıklarıdır. Pek çok idarecinin kanıtlamaya çalıştığının aksine, her
işi tek başınıza yapamazsınız. Yapabilecek olsanız bile her şeyi tek başınıza
yapmak hiç de etkili bir zaman yönetimi değildir. Üstelik başarılı bir idareci her
işi kendisi yapan değildir.
13. İletişimde başarılı olamamak
Pek çok şirkette, çalışanlar, nelerin olduğundan bihaberdirler. Fakat
bilgi, güçtür. İdareciler, bütün bilgileri ellerinde tuttuklarında gücü de
ellerinde tutuyor olduklarına inanırlar ama bu doğru değildir.
Bazı idareciler, çekingendirler ve çalışanlarıyla sosyal ortamlarda
bulunmaktan, onlarla iletişim kurmaktan kaçınırlar. Bir kısmı ise elemanlarıyla
konuşmayı tercih etmezler.
Fakat sağlıklı işleyen bir şirkette iletişim önemlidir. Çalışanların da
şirkette olanlar hakkında bilgi sahibi olmaları önemlidir. Böylece, en alttaki
çalışan bile, duruma en uygun kararı hızlıca, müdüre sormasına gerek kalmadan
verebilir.
14. Çalışanlara vakit ayırmamak
Bazı elemanlarınız için siz, bir kaynaksınız. Diğerleri için, güvenilir bir
iş arkadaşısınız, bir diğeri için akıl hocası, başkası için ebeveyn ya da
antrenörsünüz. Elemanlarınız sizi nasıl görüyor olurlarsa olsunlar, hepsi,
kariyerleri boyunca, sizin zamanınıza ve rehberliğinize ihtiyaç duyarlar.
İdareci olmak, insanlarla çalışmak demektir ve size de insanlar için,
ihtiyaçları olan zamanı ayırmalısınız.
15. Çalışanlarınızın başarısını fark etmemek
Günümüzde, çalışanlarınızın başarılarının farkında olmanız her zamankinden
daha önemli. İdarecilerin yaptıkları en büyük kavram hatası elemanlarını
tanımak istememeleri. Pek çok idareci, çalışanlarını ödüllendirmenin önemli
olduğunun farkındadır ama bunu nasıl yapmaları gerektiğini bilemezler ve bu işe
çaba ve zaman harcamazlar.
En etkili ödül, kişisel ve yazılı bir teşekkür/tebrik, hiç de masraflı
değildir. Çalışanınızın başarısını takdir etmek için mutlaka zaman ayırın.
16. Öğrenmemek
Bir idareci, yeniliklere, daima açık olmalı ve içinde bulunduğu iş
dünyasının yeniliklerini yakından takip etmelidir. Çünkü idareci yeniliklere
uyum sağlayamazsa, şirket de bu durumdan zarar görür.
17. Değişimi kabul etmemek
Değişimi durdurabileceğinizi sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Dünyanın sürekli
değiştiğini ne kadar çabuk kabul ederseniz, yeniliklere de o kadar çabuk adapte
olursunuz. Yeniliklere karşı savaşmak yerine onlara nasıl adapte olacağınızı
keşfedin.