İŞ STRESİNİ NASIL YÖNETİCEZ?
Günümüzde, ülkemizde ve dünyada yaşanan ekonomik belirsizlikler, politik sorunlar, çarpık kentleşme, buna bağlı büyükehirlerde oluşan berbat trafik,sürekli değişen teknolojiye bağlı yaşam tarzı, zor , rekabetçi ve aşırı çalışmaya mecbur bırakan sebepler çağın vebası stresi oluşturmakta ve arttırmaktadır.
Ekonomik ve politik belirsizlikler sonucunda yatırımlar azalıyor, işsizlik artıyor, satın alma gücü azalıyor, yarınından şüpheli bireyler artıyor. Bu durum hem girişimci, hem yönetici, hem de yönetici olmayan personel üzerinde büyük baskı yaratmakta ve giderek artan strese yol açmaktadır. Bireylerin içinde yaşadığı genel, politik, ekonomik, sosyo-kültürel çevre unsurları, teknolojik gelişmeler ve buna uyum sağlayamama endişesi birey üzerinde stres yaratmaktadır.
İş hayatı, insan yaşamı içinde önemli bir yer tutmaktadır. İşle ilgili faktörler ve olumsuzlukların çalışanlar üzerinde fizyolojik, psikolojik baskılar ve yıkımlar oluşturduğu, onların sağlık ve başarılarını olumsuz yönde etkilediği araştırmalarla da tespit edilmiştir. Özellikle işgücü devrini arttırdığı ve işe devamsızlığın, işten ayrılma isteğinin en önemli nedenlerinden biri olduğu bilinmektedir.
Çalışanların birinde görülen stresin diğer çalışanları da etkilediği ve çalışanların tümünün güvenliğini tehdit edebildiği, iş kazalarına yol açabildiği de düşünülmektedir.
Ekonomik ve politik belirsizlikler sonucunda yatırımlar azalıyor, işsizlik artıyor, satın alma gücü azalıyor, yarınından şüpheli bireyler artıyor. Bu durum hem girişimci, hem yönetici, hem de yönetici olmayan personel üzerinde büyük baskı yaratmakta ve giderek artan strese yol açmaktadır. Bireylerin içinde yaşadığı genel, politik, ekonomik, sosyo-kültürel çevre unsurları, teknolojik gelişmeler ve buna uyum sağlayamama endişesi birey üzerinde stres yaratmaktadır.
İş hayatı, insan yaşamı içinde önemli bir yer tutmaktadır. İşle ilgili faktörler ve olumsuzlukların çalışanlar üzerinde fizyolojik, psikolojik baskılar ve yıkımlar oluşturduğu, onların sağlık ve başarılarını olumsuz yönde etkilediği araştırmalarla da tespit edilmiştir. Özellikle işgücü devrini arttırdığı ve işe devamsızlığın, işten ayrılma isteğinin en önemli nedenlerinden biri olduğu bilinmektedir.
Çalışanların birinde görülen stresin diğer çalışanları da etkilediği ve çalışanların tümünün güvenliğini tehdit edebildiği, iş kazalarına yol açabildiği de düşünülmektedir.
Stres, hayatın bir gerçeğidir. Stres genellikle olumsuz bir
şey olarak düşünülür. Aşırı stres,
insanı iş göremeyecek bir duruma getirip ciddi sorunlar da yaratabilir.
Ancak stresin olumlu
bir yanı da vardır. Herkes için değişebilen ama belirli
dozda stres, varoluşun olumlu bir
özelliğidir ve etkili bir işleyiş için gereklidir. Bu tür
stres organizmada fiziksel ve ruhsal
gelişmelere, büyümeye ve olgunlaşmaya yol açar.
Olumlu ve olumsuz stres arasındaki farklılık, kişinin stres
oluşturucu olay ya da ortamı nasıl
algıladığına ve onunla nasıl başa çıktığına bağlıdır.
Şurası bir gerçek ki hepimiz hayat olayları ve şartlarının
getirdiği genel bir stres yaşıyoruz.
Aile veya duygusal hayatımız ekonomik veya sağlık durumumuz
gibi faktörler kimi zaman
bilincinde olduğumuz kimi zaman da olamadığımız stres
kaynaklarımızdır.
Çalışma saatleri, vardiya usulü çalışma, fiziksel tehlike
varlığı, sorumluluk fazlalığı, işsizlik
korkusu gibi bir çok neden insanları gerilim içinde tutar
İş yaşamındaki kronik
stres kaynaklarının özellikle uzun süreli strese yol açması, üretime ve
çalışanların sağlığına olumsuz etki yapmaktadır. En önemlisi çalışanın
yönelebileceği iki
davranış; işe devamsızlık gösterme ve işten ayrılma
davranışıdır. Özde bu davranışlar yüksek
düzeyde stresli işten kaçınma davranışının iki yolunu ifade
eder. Alternatif işten kaçınma
davranışı; alkolizm, ilaç bağımlılığı, saldırganlık şeklinde
de görülebilir. Tehlikeli olan da
bunlardır. İşe devamsızlık ve işten ayrılma davranışı
üretimi engelleyebilir.
İş hayatında stres yaratabilen tüm faktörleri tamamıyla
ortadan kaldırabilmek mümkün
değildir. Çünkü bireyin kişiliği, stres’ten etkilenme
düzeyinin farklılığına yol açabilmekte ve
herkesin aynı stres faktöründen aynı şekilde etkilenmesi söz
konusu olamamaktadır. Bu
nedenle tamamiyle ortadan kaldırmak yerine stresin azaltılması için örgüt yönetimlerine
büyük görevler düşmektedir. Bazı kaynaklar çalışanın verimi
için makul bir iş stresinin
gerekliliğini de iddia etmektedir.
Bireysel ve örgütsel stratejiler, iş stresinin azaltılması
ve kronikleşmemesi yönünde katkılar
sağlaması açısından oldukça önemlidir.
Uzmanlardan Tavsiyeler(bu bölümü sizler için alıntı yaptım)
1. Gevşeme Egzersizlerinin Uygulanması : Bu egzersizleri
size önerildiği şekilde her gün
kendi kendinize uygulayın ve mümkün olduğu kadar günlük
yaşantınızda kullanmaya çalışın.
Daima gevşek bir pozisyonda oturmaya, yürümeye, konuşmaya iş
yapmaya gayret edin. Siz
gevşedikçe yaptığınız işte daha başarılı olduğunuzu, daha az
hata yaptığınızı ve daha az
yorularak daha az efor sarfettiğinizi göreceksiniz. Bunun
yanı sıra kendinize her gün ara ara
gevşeme molaları vermeyi adet haline getirin ve vücudunuzu
kontrol ederek mümkün olduğu
kadar gevşetin.
2. Bekleyin, Düşünün ve Yavaşça İlerleyin. Yaşam temponuzu yavaşlatın. Bir
işe
başlamadan önce durup bekleyin, nasıl yapacağınızı düşünün
ve yapacağınız işte yavaşça
ilerleyin. Lüzumsuz hız vücudunuzun fazla enerji tüketmesine
ve gereksiz yere enerji
harcamasına yol açacaktır. Yapmanız gereken diğer işlere
enerjiniz kalmayacaktır.
3. Geleceği Planlayın. Sizi strese sokacak durumları önceden
belirleyin ve bu gibi
durumlarla nasıl baş edebileceğinizi kendinizi nasıl
gevşetebileceğinizi planlayın. Geçmişteki
deneyimlerinizi, stresle stresle mücadele yollarınızı
geleceği planlamakta kullanın.
Geçmişteki yanlış düşünce, tutum ve davranışlarınızı
belirleyip onlardan kurtulun.
Başarısızlıklarınızdan neyi yanlış yaptığınızı bulun ve
gelecek defa aynı hatayı yapmamaya
gayret edin. Öncelikle, kolay durumlarla nasıl baş
edeceğinizi planlayın. Elde edeceğiniz
başarı gelecekteki güç durumların üstesinden gelebilmeniz
için size güven kazandıracaktır.
Başarılarınızı inceleyin, aynı yöntemleri tekrar kullanmayı
planlayın. Çevrenizdeki kişilerin
bu gibi durumlarla nasıl başettiklerini gözleyin ve onların
yollarından yararlanın. Ne
söyliyeceğinizi ve ne yapacağınızı önceden planlayın, acele
etmeyin, unutkanlığınızın
azaldığını göreceksiniz.
4. Olumlu Düşünüp
İyimser Olmaya Çalışın. Kaygılanacağınızı düşünerek hastalık
belirtilerini beklemeyi bırakın. Bu tür düşünceleri
kafanızdan uzaklaştırıp gevşemeyi ve
rahatlamayı düşünerek zihninizi dinlendirin. Farkettiğiniz
her yanlış tutum ya da elde ettiğiniz
her küçük başarı doğru yolda atılmış büyük bir adımdır.
5. Gününüzü Daha İyi Planlayın. Güne başlamadan önce o günü
nasıl geçireceğinize dair
plan yapın. Bu planda gevşeme molaları, sadece kendinize
ayırdığınız saatler, düzenli ve
sakin öğünler, yapacağınız işler yer alsın. Böylece günlük
belirsizliğinden sıyrılıp daha sakin,
daha az kaygılı ve daha huzurlu, neşeli bir gün
geçirdiğinizi göreceksiniz.
6. Uykunuzun Düzenli Olmasına Gayret Edin. Yatağa yatmadan
yarım saat ya da bir saat
önceden kendinizi gevşetin ve bu hissi yatağınızda da devam
ettirmeye çalışın. Yatmadan
önce eğer mümkünse ılık bir banyo sizi rahatlatacaktır.
Geceleri çay, kahve, kolalı içecekler
içmemeye gayret edin; onun yerine ılık bir süt ya da bazı
geceler çok hafif bir içki yararlı
olabilir. Yatacağınız saate yakın ağır öğünler yememeye
gayret edin. Yattığınız zaman
uyuyamıyorsanız, sürekli oradan oraya dönerek yatakta vakit
geçirmeyin, kalkın ve kendinize
ılık bir süt ya da ıhlamur hazırlayın, uykunuz gelene kadar
rahatlatıcı, hoş bir şeyler okumaya
çalışın. Uyumak için kendinizi zorlamayın. Gevşek
bırakın.
7. Yaratıcı Hobiler Edinin: Hiç bir şey, insanın düşünecek
uğraşacak bir şeyi olmamasından,
sadece iş düşünüp endişelenmesinden daha kötü değildir.
Kafanızın da bedeninizin olduğu
kadar dinlenmeye ihtiyacı vardır. Edinebileceğiniz pek çok
hobi bulabilirsiniz; fotoğrafcılık,
yeni bir lisan gibi. Bütün meşgaleler aynı zamanda sosyal
yaşantınızı da canlandıracak yeni
arkadaşlar, dostlar edinmenize yol açacaktır.
8. Rutin Işler Arasında Kaybolmayın: Yaşamın getireceği
streslerle karşı karşıya kaldığınız
zaman en büyük düşmanınız can sıkıntısı ve monotonluktur.
Yaşantınızda yapacağınız ufak
değişiklikler vücudunuza istirahat kadar yararlı olacaktır.
Kafanızı sabit şeylere saplanmaktan
koruyacaktır. Farklı bir yaşam tarzı, değişik bir öğle
yemeği, yeni bir saç biçimi, değişik bir
eğlence, seyahat, ilgilendiğiniz yeni bir konu,
programınızda yapacağınız ufak bir değişiklik
size yardımcı olacaktır. Asap bozucu, gerilimli kitapları,
haberleri okumayın. O tür filmleri
önceden öğrenebiliyorsanız seyretmeyin. Üzücü olayları,
haberleri detayları ile öğrenmeye
çalışmayın.
9. Problemlerinizi belirleyin. İşiniz sosyal ilişkileriniz veya ekonomik
durumunuz sizin
için stres kaynağı mıdır? Yüzeysel ve daha az önemli
problemler gerçek ve daha derindeki 27
problemlerinizi maskelemekte midir? Problem hakkında biraz
fikriniz olursa bir şeyler
yapabilirsiniz.
10. Problemlerinizden bahsedin. Aileniz ya da arkadaşlarınız
belki bazı problemler
yaşadığınızı fark etmemişlerdir. Bunu anladıklarında size
iki şekilde yardım edebilirler; ilk
olarak sizi dinleyerek. İkinci olarak da çözüm yolları
önererek. Eğer zorlukları bir an için
unutarak arkadaşlarınızla güzel bir akşam yemeği yerseniz
sorunlarınızın yarı yarıya
azaldığını göreceksiniz.
11. Stresinizi yönetmeyi öğrenin. Başaramıyorsanız bir
uzmandan yardım isteyin.
12. Zihninizi problemlerden arındırmanın yollarını bulun.
Meşguliyetler bulun (spor, müzik
sanat). Kısa bir an için bile olsa problemlerinizi düşünmemek, onlara
uzaktan bakmanızı
sağlayacak ve çözümü kolaylaştıracaktır.
13. Gerginliği azaltın. Yürüyün ev temizleyin bahçeyle
uğraşın. Birkaç gevşeme tekniği
öğrenin. Kendinize gün içinde gevşeme anları ayarlayın. Örneğin;
eve döndüğünüzde hiç
değilse birkaç dakika karanlıkta ve mümkünse gürültüsüz bir
yerde uzanın. Ya da sırtınızı
rahatlatmak için yere uzanın. Boynunuzun altına bir yastık
koyun. Bacaklarınızı bükün veya
yatağınızın kenarına dayayın. Nefes alıştırmaları yapın;
burundan soluksuz kalana kadar nefes
alın ve ağızdan verin. Gerinin ve vücudunuzun her kısmı
gevşesin. Gerinme sırasında nefes
verin ve gevşeme sırasında alın.
14. Beslenmenize dikkat edin. Dengeli beslenmeyi öğrenin.
Alkol, sigara ve kahveye dikkat
edin. Bazı kişiler bunları sakinleştirici olarak
kullanırlar, ancak, gerçekte kaygıyı arttırırlar.
15. Şu tuzaklardan kaçının: Yalnızlık, kaçınma, soğukluk,
katılık, kontrol, öfke.
Stresin nedenleri kadar her birimizin stres karşısındaki
hareket tarzı önemlidir. Kuşkusuz
hayatın neredeyse tüm olayları kaygı kaynağıdır. Ancak bu,
herkes kaygılı demek değildir..
Unutmamak gerekir ki; stressiz bir hayat mümkün değildir ve
istenen bir durumda değildir.
Bir dereceye kadar stres, kişinin gelişimi için gereklidir.
Onu motive eden bir güçtür.
Amacımız stresin
üçüncü aşaması olan tükenme evresine geçmemek, stresi kronik bir hale getirmemektir.
Meslek stresini azaltmada en popüler yaklaşımlardan biri çok
yoğun baskı altında olan
işgörenlere yapılan psikoterapi veya bireysel rehberlik
hizmetleridir. Stres yönetimi eğitimi ve
çalışanlara verilen rehberlik hizmetleri örgütsel strese
çözümün açık örnekleridir. Bu
stratejiler çalışanların örgütsel stres sonuçlarından daha
az etkilenmelerine ve bireylerin
stresle daha kolay başa çıkmalarına yardım eder.
Üzerinde durulabilecek bazı yöntemler şunlardır:
a). Çalışanların rollerinin yeniden tanımlanması,
b). Sosyal destek sağlama,
c). Aşırı iş yükünü ortadan kaldırma,
d). Çalışma koşullarını yeniden gözden geçirme,
e). Çalışanların kararlara katılımını arttırma,
f). Çalışanların güven duygularını geliştirme,
g). Stresli personele, danışmanlık hizmeti vermek.
Etkilenen kronik stres kaynağı her ne olursa olsun,
çalışanların olumsuz stres faktörlerini
olumlu hale dönüştürmesi mümkündür. Stresin olumsuz
etkilerini azaltmak veya stresle başa
çıkabilmek için ya çevresel stres faktörlerini ortadan
kaldırmalı veya azaltmalı, ya da
çalışanlara stresle başa çıkma yolları öğretilmelidir.